ufuk bayraktar bu. kader filmi tavsiye.

ikinci link kader'den zaten.

(bkz: ufuk bayraktar)

ezel'de ve dağ'da harikaydı.

swf'deki film (bkz: ali'nin sekiz günü)

ezel'i izlememişsin sen o zaman. güzel bir kardeşimizdir.

(bkz: ufuk bayraktar)

bu sahnedeki oyunculuğuna yorum yapın :/

bu filmin adı ezel mi? olm adam cok doğal rol yapıyor lan, gündelik hayat gibi. filmin adı ezel mi kaç yılının?

yok ezel oynadığı bir dizi, filmin adını yazmışlar işte ali'nin sekiz günü.

adam rol yapmıyor kendini oynuyor ondan doğal geliyor. rol yok. sokakta görsen yol değiştireceğin adamlardan gibi.

boyut yayınlarının new world atlas dvd seti var. Deagostini yapımcısı.

zafer çarşısı
edit: tarifi kızılaydan sıhhıye tarafına doğru yürürken, sağğ kolda. yerin altına doğru inen pasaj. eskiden az geri, üstünde bel-mar diye belediyenin bi alışveriş merkezi vardı. şimdi de ona benzer bir büyükçene bir market var.

Olgunlar...Ama pasaj değil, işhanı değil bildiğin sokak..Kızılay metrosundan çık karanfil sokaktan yukarıya doğru yardır, farketmemen mümkün değil..

karanfilin girişinde solda bir işhanı gibi bir yer var.

hiçbiri değil adilhan ı soruyosun. Sahafların olduğu bir bina. Sağ taraftan sıhhiyeye doğru yürü. Giyim dünyasına geldiğin o boşluk alandan tekrar sağa dön yürümeye devam et. Yukarı sokağa çıkan merdivenin yanındaki bina.

aksoy çarşısı var bayındır 1 de.

the number 23

the tenant (1976)

american horror story-asylum 12 bölümlük mini dizi tavsiye ederim. american horror story 2. sezon diye geçiyor sitelerde aldırma 1. sezonla 2. nin konuları bağımsız. her sezon ayrı bir mini seri.

makinist

.iso formatında. cd'ye sığmaz, dvd-rom olması lazım.

cd ye çekmene gerek yok. d: klasörü içine koy windows 7 yi sonra setup a çift tıkla kur. cd ye gerek yok. kurarken de c: ye format atarsın.

4 gb lık flash'ın varsa daha rahat kurarsın.cd le falan ugrasmana deymez.

Çok kişi var ödemeyen. Bende ödemeyi düşünmüyorum. Henüz haciz gelen birini görmedim.

Hükümet bu kadar ödemeyen/ödeyemeyen insana kayıtsız kalmaz diye düşüşnüuorum. Bu kadar beklemişsin, sağlıksal bir problemşn ya da aciliyetin yoksa bekle derim.

artık işe girdim çalışıyorum o yüzden ssk'lyım. Hastaneye gidebilirim heralde ama faiz falan işliyor göte gelmeyelim?

faiz affı eskidendi.

borcunuz ne kadar peki?

the godfather degil de bana a bronx tale gibi geldi.

godfather 2 de böyle bir sahne var.

godfather'da böyle bir sahne yok. söylendiği gibi bronx tale olabilir. robert de niro orada otobüs şoförünü oynuyor, oğlunu mafyanın elinden kurtarmaya çalışıyor. olabilir yani bir kontrol et.

robert de niro olmayabilir de, mafyanın gençliği de vardı, kasket giymiş 2 genç idi bunlar.. eski zamanlar.. birinci dünya savaşı zamanlarıydı gençlik halleri de sanki.

bir zamanlar amerika olabilir.

bu değil, bu da değil, beni anlamıyorsunuz..

yav tamam işte godfather 2 de robert de niro don vito carleonenin gençliğini oynuyor. filmde bir dükkan tutuyorlar. adam bunların mafyatik işler yaptığını bilmiyor kiramı verin diye bağırıp çağırıyor sonra tam hatırlamıyorum dışarı çıkınca ya da bir kaç gün sonra bunların mafya olduğu konusunda uyarıyorlar ya da kirayı almaya geldiğinde sen bizim kim olduğumuz biliyor musun diye ayar veriyorlardı sonra adam tamam tamam diye eli ayağına dolaşıyordu.

aaa doğru lan Godfather'da bu sahne ama kimse kimseye ayar falan vermiyor. Adam sağdan soldan araştırmış öyle anlıyor Corleone'nin mafya babası olduğunu sonra geri adım atıyor.

tam tarif edemesem de orhan tv abim nickinin hakkını vererek hemen bulmuş kareyi, linkini de yollamış. dk 19.30-23.00 arası. çok teşekkür ederim.

www.hdfilmsitesi.com

bbc türkçeyi tavsiye ederim.

haberekseni.net

www.habervesaire.com

Ana haber kanallarının siteleri gibi sık güncellenmese de www.baskahaber.org

haber.sol.org.tr
www.bbc.co.uk

www.dw.de

bekçi filmini arıyor musunuz, örnek olsun diye mi söylediniz?

en son arayıp bulamadığım film oydu. Evet arıyorum nereden bulabilirim.

var bende, torrent olarak yollayayım.

yolladım, mesaj kutunuza bakın.

dvd e cıkmışsa kesin bulunur sadece tv de yayınlandıysa ihtimal var ama kesin değil (: farklı turk torrent siteleri ve http üzerinden download linki veren siteler var. sharebus.com gibi depodepo gibi

www.zevkopat.com Burdan bulabilrsin sanırım. Ama indirme sınırı kuralı bişeyleri olabilir.

metrodan macunköy durağından çok yakındır.

isteğe bağlı sigortalılık olayı ile sigortalı yapabilirsiniz.

uyg.sgk.gov.tr

şurayı biraz kurcalayın oradan gün sayılarına göre kabaca bir hesap çıkartabilirsiniz.

sgk ya giderseniz orada tam rakamı söylerler muhtemelen.

annene sanıyorum en az 10 yıl daha prim ödemen gerekir. bence mantıklı bir çaba değil.

annenizn sigorta girişi 84falan sanırım. Öncelikle çocuklar için toplu para yatırabilirsiniz. Her çocuk için iki yıl. Topluca yatırım gün alıyorsunuz. Bunun yanında eğer 3600 den emekli olabilir. Eğer gün sayısı çocuk borçlanması sonrası 2400den yukardaysa 1200 gün isteğe bağlı -yani bağkur -primi yatırarak ki şimdi aylık en az 300lira ssk dan emekli olur. 1200günden fazla isteğe bağlı öderseniz bağkurdan daha düşük ücretle emekli olur. Amatör olarak bunları söyleyebilirim ama tavsiyem her ilçede sgk müdürlükleri var. Orada uzmanlara gidip konuşman

"Check that correct file system type is selected." demis, eger uygulamada dosya sistemi formati (fat16, fat32 gibi) secme gibi bir olasiligin varsa onlari bi kurcala.

yok malesef aynı windowsunki gibi bir biçimlendirme sayfası var. ve yukarıda system type olarak file-2 seçili durumda. başka yerden baktım file2 dışında symbian opec ve symbian ape seçenekleri var.

spor salonu derken fitness ise eğer; siyasalın hemen sağ tarafındaki sokakta bir yer var. ben beğendim.

Joya life and health club. Gittim yine ankarada olsam yine giderim. mis gibi kokar cok kalabaligi da olmaz. Park vadi'de.

standardı yüksek havadar ve olimpik havuz manzaralı olarak ankara üni. Tandoğan kampüsü spor salonunu öneririm.

sports international

yalnız değilsiniz. bunun farkına vardıysanız artık biraz direnç gösterebilirsiniz. "biz sözlüğe bakayım" dediğiniz anda ayılın, sallamamaya çalışın o isteği.

kindle al. internete girebiliyorsun ve görüntüsü kitap görüntüsünden farklı değil.

eczaneye gir sor

rönesans sonrası 20. yy a kadar popüler olmuş akımları google da görsellerde aratırsan belki birşeyler çıkar.

www.derindusunce.org

www.shafe.co.uk bana bunu cagrıstırdı.

irbat eline, ayağına, klavyene, kafana sağlık.

Bu gece rahat uyuyorsam senin sayendedir.

Çok yaşa. Benden sana bir dilek hakkı, dile benden ne dilersen! -makul olsun!-

Nasıl da bombalamışsam yıl olarak 17-18'e gitmiş kafam. Oysa hiç alakası yokmuş.

rica ederim :) bu çifti her gün sabah kalktığımda görmeme rağmen duyuruyu okuyunca benim de aklıma ilk önce las meninas gelmişti :) sonradan köpek sayesinde hatırladım bunu. iyi uykular :D

(bkz: las meninas) olmasın?
www.google.com.tr
ayna olduğuna göre kesin hollandalı ressamlardan birinin işi. hollanda ekolü falan şeklinde de aratabilirsiniz.

gecikmişim, ben gelene kadar bulmuşsunuz:)

biz eskiden 10Xx metre, x stil yüzerdik. yani siz kendinizi normal sporcularla kıyaslamayın. kendinizi, yüzerek, sigarayı alkolü bırakarak geliştirirsiniz.

normaldir. Kondüsyon kazanmanız lazım. Haftada iki günden bir ay sonra gidip gelmekten sıkılacak hale gelirsin

her şey kondisyon meselesi.

ben de yüzüyorum ve kesinlikle pes etmemelisiniz. yüzme şöyle bir spor, yaptıkça açılıyorsunuz. yani ilk 60 m'de yorulduğunuzu hissedebilirsiniz ama 200m'de tam tersi dinlendiğinizi fark etmeye başlarsınız. ilk zamanlar diğer yüzücüler gibi hiç durup dinlenmeden yüzmeyi beklemeyin ama kısa süre sonra (cidden kısa süre sonra, aylar değil) siz de öyle olduğunuzu göreceksiniz.

tekrardan red yazısını almaya çalışabilirsin. tekrar başvur tekrar red yazısı al buna karşı itiraz et.

daha önce başvurulduğunu söylemeden başvurulsa demezler mi, sana önce red yazısı vermişiz. kaydı kuydu var yani bu işlerin.
yok, daha önce reddetmişiz, diye bir yazı verseler bu yazı işe yarar mı? mahkeme bunu kabul eder mi yoksa asıl cevabı mı ister?

bol paran olması gerekiyor.

Para bolsa gerisi cok sorun degil, elbet bir yere alinirsin. Onun disinda daha prestijli okullar veya burs icin toplum hizmetleri, sanat, sosyal, spor veya bilimsel alanda belgelenebilir basarilar, projeler vs en az diger faktorler kadar onemlidir.

öncelikle 4 yıllık bir bölüm kazanmanız gerekiyor. daha sonra bu yerleştirme belgesi, üniversiteden öğrenci belgesi, liseden transkript, ve varsa gidiceğiniz ülkenin diliyle ilgili konuşabiliyorsanız buna dair belgeleri tercüme ettirerek okula gönderiyorsunuz. okul sizi kabul ederse gidiyorsunuz. en kısa özet bu şekilde.

not: 1 hafta içinde almanyaya gidicem üniversite için.

paran yoksa hiç uğraşma, anca erasmus'la falan yaparsın. parayı basan okuyor, mesele değil o. yani ailenin kenarda 10 bin eurosu falan varsa gidip heidelberg'de dil okuyabilirsin.

*** ABD'de cok fazla okul var. Bu da her turden ogrenciye hitap etmesi demek oluyor. Cok iyi okullar icin degil ama orta sira bir okul icin gecerlidir asagida yazacklarim. Bu orta sira okullarin imkanlari/egitimleri dahi Turkiye'deki en kaliteli devlet universitesi ile yarisir.

1) ABD'de dogru yollarla yillik her sey dahil 10bin dolara okuyabilirsin.

2) Toefl'dan 80 gibi bir skor alamam diyorsan ilk yilini ESL kurslarinda gecirmeyi goze almalisin.

3) SAT'e bile cok ihtiyac duymazsin ama elinde iyi bir SAT skorunun olmasi isini kolaylastirir.

4) Nasili cok basit! Oturup eyalet eyalet okul arayacaksin internette ve her birinin international office'ine email atip in-state odeme sansin olup olmadigini, international ogrencilere ne gibi burslar verdiklerini soracaksin.

scholar.google.com.tr

auhf.ankara.edu.tr

üstteki senin aradığın. alttaki de ankara hukuk dergi arşivi araması. buradaki makalelere bakabilirsin.

tck md 102-3-c'ye göre cinsel saldırının 3. derece dahil kan ve kayın hısımlarına karşı işlenmesi durumunda ceza yarı oranında artırılır. yani nitelikli halini oluşturur..

Lazer'lere de kırılmış yazılım atıp tonerleri doldurulabiliyor. Renkli basmıyacaksan kırılmış lazer derim.

bitmeyen kartuş diye birşey yok. Bildiğin renkli inkjet yazıcı bu. Yanında mürekkep eklemişler . Canon marka yazıcının dışardaki fiyatına bir bak. Aradaki fark gönderdikleri renkli mürekkeplere alınmkş demektir. Renkli mürekkep zaten bu şekilde şişelerde dışarıda satılıyor. Bu adamlardan almana gerek yok bence.

şimdi baktım başka yerde aynı yazıcı 150lira , dört şişe mürekkebe ki 20-30lira birşey, 150 lira vereceksen al.

kız senin sistem açığını bulmuş. Herşeye inanan ateist mi olur lan.

ahaha sonuçta ateistler de inançlı. (huzur ignostisizmde)

senin örgü şişlerin var diyelim. İnce şiş .2 tane. Ve iki saat örme kapasiten var. 2saat sonra sıkılıyorsun. İnce şişlerle iki saat uğraşıp ancak 5cm kare bir örgü örüyorsun. Fakat şişlerin kalın olsa 2saat uğraşıp 25 cm kare örgü örecektin. Kalın şişlerle 5cmkarelik örgüyü ise 24dk da bitirirsin. Yani ince şiş bu analojide 128 bit ekran kartını ,kalın şiş ise 512 bit ekran kartını temsil ediyor. Peki ram nedir o da 2saatlik süreyi temsil ediyor. Yani senin 1gb ramin de olsa 512bitlik şiş ile daha çok örgü örersin. 2 gb saatlik ince şiş işi daha az olacaktır.

Sonları biraz kaşırık gibi ama olay bu.

iyi de hocam o zaman ne diye ekran kartlarını gb birimiyle satıyorlar da bit birimiyle satmıyorlar?

gb nin işlevi nedir burada?

biz küçüklükten beri böyle gördük. Eskiden bit tabi ki önemliydi fakat tüm kartlarda aynı olduğundan gb üzerinden sidik yarıştırırdık. Oyunlar da öyle pek bit üzerinden fark edecek oyunlar değildi. Biz gb üzerinden kıyasladık öylece kaldı. Ram mesela ramler pek farketmezdi. Ddr400 vardı 333 vardı performansları pek farketmezdi çünkü yaptığın işlem zaten ne ki. O yüzden ram aldım denince mhz ı değil kaç gb lık diye sorulurdu. Şimdi öyle değil ama alışkanlık öyle kaldı. Şimdi 1gb lık ddr3 ram ile 1gb lık ddr400 bir diyebilrmisn. Ama kimse anlamıyor nasılsa diye gb üzeinden satıyorlarr.

Şimdi örenğim üzerinden; senin örmen gereken 1cm/saat karelik bir örgü diyelim .senin ihtiyacın bu fakat elindeki ince şişler 2.5cm/saat örgü vaad ediyor. Büyük şişler ise 12.5cm/saat örgü. Senin ihtiyacın zaten saatte 1cmkare olduğundan ikisi de karşılar bunu ama biri 24dakikada karşılar diğeri 5dakikada. Yani senin işinin daha hızlı görülmesi ram büyüklüğüne değil bit büyüklüğüne bağlı. Şişin ne kadar kalınsa o kadar çok örersin.

Ram ne zaman önemli peki ? Senin örgü işi çoğaldı diyelim.30cmkare örmen lazım. Bunu kalın şişle yapacaksın. Ne olacak o zaman senin bu işi yetiştirebilmen için daha fazla zaman gerekli. 2saatte yoruluyordun ya, onu ram takviyesiyle 4saate çıkarırsın. Daha geniş zaman. Bilgisayarda da böyle bilgisayarın saniyede işlediği görüntü, kalitesi falan bitine göre hızlanıyor ama ram artınca daha fazla işlem yapılabiliyor aynı anda. Fakat 2gb 128bitlik ekran kartının full özellikle bir oyunu çevirebilmesi saniyede 10kareyse,2gb 512 bit olunca bu saniyede atıyorum 56kare oluyor.ram ise görüntünün kuyrukta beklememesini sağlıyor. Yani işlenmeye gönderilecek görüntülerin sıraya girdiğini düşün ama koridor tek kişilik . 512 bit ekran kartı saniyede 100kare görüntü işler ama eline koridorun darlığı yüzünden 56kare geliyor. Kridoru yani rami bir yerden sonra ne kadar büyütürsen büyüt aynı perdormansı alırsın 100 kare. 128bitin ise aynı büyük koridorda saniyede max yapabildiği zaten 10kare görüntü. Koridor yani ram büyük olsa ne olmasa ne.

hocam son olarak:

gb x bit = performans gibi bir formülü var mıdır?

performans açısından alırken ikisinin de yüksek olması iyi olur da, hangisine nasıl ağırlık verelim?

rope - hitchcock
the shining - kubrick
moby dick - huston

the big kahuna;
zengin mutfağı;

gerilim olmayanları bulmak zor gerçekten de. hepsini yazmışsın nerdeyse.

şunlar olabilir bir de:
(bkz: melvin goes to dinner)
(bkz: waiting for godot)

telefon kulübesi

tom hanks'in(sanırım) oynadığı bir film vardı. ıssız bir adada geçiyordu film. hatırlayamadım şimdi tam olarak

fılmın ısmını bılmıyorum ama bir arabanın bagajında gecen fılm vardı. fbı ajanı spoiler sayılır, sevıye yukseltmek ıcın sınava tabı tutuyorlardı.

interview
www.imdb.com

dizi olarak istersen in treatment var.

8 femmes

Lifeboat (Hitchcock)
Rope (hitchcock)
Höstsonaten (Bergman)

bir de türk filmi "dokuz" var, ali poyrazoglunun oynadigi. o da neredeyse tek mekanda geciyor.

bir ihtimal www.imdb.com

Kısık Ateşte 15 dakika diye saçma bi film vardı nerden izledim lanet gelsin. O da sayılır galba.

başka metin düzenleyicisi dene. bul-değiştirle yapması lazım. yapmıyorsa programda sıkıntı var.

f7 ile daha hızlı ilerler.

@orhan tv f7 zaten yazım denetimi bölümünü açıyor?

göğe yükseldi

o dirilis dedikleri oldukten sonra dirilmek gibi ya. yani adam gozlerini acmiyor.

ölmedi.kıyamet zamanı geri gelecek.

isa gidecek geri gelecek!!!

hrıstiyanlar isa'nın çarmıha gerilip öldürüldüğünü, 3 gün sonra diriltilip göğe yükseldiğine inanırlar. Müslümanlar ise hz. isa'nın çarmıha gerilmeden göğe yükseltildiğine, o'na ihanet eden 13. havarisinin Allah tarafından hz. isa'ya benzetilerek romalılar tarafından çarmıha gerildiğine inanırlar. yani her iki dine göre de hz. isa şu anda cennette. ama hrıstiyanlık hz. isa'nın ölümün tadına baktığına inanıyor; islamiyet, o'nun daha ölümün tadına bakmadığına inanıyor.

çarmıhta ölüyor. Yandaşları gelip cesedi bir mağaraya taşıyorlar. Yıkayıp kefenliyorlar. Ertesi gün geldiklerinde kefen duruyor fakat beden ortada Yok. Göğe yükseldiğini düşünüyorlar.

Islamiyette malum zaten

ayrıca günümüzde çok ilginç şeyler yaşanmaktadır bu konuyla ilgili;
13 havari 13 israiloğlu(1 kaybolan)
israiloğullarının isa'yı peygamber olarak görmemesi
isa'nın göğe yükselmesinin, güneşin yükselmesiyle aynı zamana denk gelmesi
12 burç, 12 israiloğlu(kaybolan hariç)
kuran-ı kerimdeki burçlar göndermesi falan filan

dinlediğin, tanıştığın yabancılar normal konuşmalarında ne kadar karmaşık cümleler kuruyorlar ki? kelime/tümce/deyim dağarcığın geliştikçe kalkar bu sorun bence.

Yazacaksın. Ben yıllarca yabancı forumlarda yazdım, warez forumları gibi değil ciddi ve düzgün bir dille yazılan forumlarda. Kelimeler ve cümle yapıları kolayca aklına gelir bol bol cümle üretme antrenmanı yaparsan.

cambridge'nin falan ing ses dosyalarını indir dinle her gün,
eforthless english'inkiler de olur.
belli konularda(önceden soru hazırlayabilir veya bulabilirsin, ielts sınavlarından falan) süre tutarak konuşup sesini kaydet, dinle sonra yeniden konuş yeniden dinle. en etkilisi bu.

ben kendi kendime konusuyodum dusta, evde kimse yokken filan.

hatta mesela "herhangi dilde okudugum ögrendigim bir seyi, diyelim ki "production managament" , bu konu hakkinda bildiklerimi baskasina ingilizce nasil anlatirim seklinde sürekli biseyler anlatiyodum kendime.

ben cok faydasini gördüm komplex cümle yapilarinda.

aklima bi soru takildi hatta onuda soruyorum baska bi duyuru olarak.

kendi kendine bir konu anlat ingilizce. İlla ki kurs falan diyorsan konuşma kısmı için kurslar var. Konuşmada sıkıntılı bir başka arkadaşınla günlük alıştırma yapabilirsin.

bu kötü bişey değil kimse senden ingiliz edebiyatçısı gibi konuşmanı beklemeyecektir. dile hakim oldukça ancak kurduğun cümleler de gelişir. sen yabancı olduğun için de iletişim kurabilmen bence yeterli.


ilkokula giden bir çocukla ünviersiteye giden birinin kurduğu cümlelerin neden farklı olduğunu düşünürsen demek istediğimi anlarsın.

www.bbc.co.uk

internette yabancı sevgili yap şakıyacaksın garanti veriyorum

mantıken kalamışa huzur almaya gelmiş olmalı. Zira bu kadar övdüğü semtin adını söylemeyip huzuru bulamadığı kalamışı her nakarat kullanması mantıksız.

kalamış a gitmiş huzur almaya.

ilk dizeyle birlikte düşün. sevgilisinin gülüşünden bakışından zerre teselli bulamadığı için, kalamış a huzura koşmuş. kafa dağıtacak. kalamış o zamanlar da sayfiye yeriydi tabii.

karpuz kabuğundan gemiler yapmak.

pursuit of happyness
about schmidt

İzlemediysen,
Intouchables, The Bucket List
dram ağırlıklı Pursiut Of Happyness, Little Miss Sunshine olabilir.

about elly
a seperation

- Pursuit of Happyness'i sanırım ikimiz de izlemiştik.

- About Schmidt, The Bucket List ve Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak ilgimi çekmedi.

- Jodaeiye Nader az Simin'i ben izlemiştim.

- About A Lie diye bir film bulamadım.

- Intouchables'ı indireceğim şimdi. İzleyebiliriz onu.

Yine de başka önerileri de bekliyorum.

flight.

bluray'i çıkmış malum yerlerde.

Matchstick Men (2003)
www.imdb.com/title/tt0325805/

baba kız hikayesi.

goo.gl

hayret kimse dememiş

(bkz: the help)

about a lie dedikleri about elly. anneyle gitmez.

kız kardeşimin hikayesi diye çok hoş bi film var.

fg diye not duymadım açıkcası. notlar aşağıdaki gibidir ve kredinle çarpınca ortalamana etkisini bulursun...

ff-0
fd-0,5
dd-1
dc-1,5
cc-2
cb-2,5
bb-3
ba-3,5
aa-4

NA yerine mi kullaniliyor sizde FG acaba?

fg girmedi demek, ff den ortalama için bir farkı yok. ikisi de 0..

@seoman evet, büyük ihtimalle öyle.

uhu hart var, güzel yapıştırır.

beyaz tahta tutkalı iş görür. Epoksi pek tutmaz.

tutkal en güzeli olur ama uhu da yapistirir bence.

Wurth ün türlü türlü ahşap yapıştırıcıları var ama nerden bulunur bilmiyorum.beyaz tutkal sağlıklı olmayabilir.

21 grams

melancholia

reprise

srpski film. beni baya derin düşüncelere sevk etmişti.

4 ay 3 hafta 2 gün www.imdb.com
bana çok depresif geldi. karnım ağrıdı.

breaking the waves
piano teacher
dancer in the dark
le temps du loup
yani lars von trier veya haneke izle tüm hayat neşenden vazgeçtiysen...

çok klasik ama, requiem for a dream. izledikten sonra 3-4 gün gülümseyemedim bile.

Babam ve oğlum

lilja-4-ever
oldboi
requiem for a dream
winter's bone

bonus: celda 211

masumiyet bir zamanlar anadoluda

yeraltı

paranoid park
we need to talk about kevin
never let me go
mary and max
the straight stroy
the following
pi

kesinlikle "Womb"

detachment

for dummies serisini duymuş/görmüşsündür mutlaka; şöyle bir şey hazırlamışlar, yardımcı olabilir: www.dummies.com

çoğunlukla ileriyi görmeye, iyi tahmin gücüne, biraz da şansa ihtiyacın var. babamdan örnek vereyim, 90'ların başında kendisi borsada oynamış ve yatırım da yaparak yaşına göre iyi de kazanmış, ancak açıkta olduğu bir gece körfez savaşı patlak verince elinde sadece 80 lirası kalmış. yani her an çökebileceğin bir platform.

genel olarak, değer grafiği yıllık ortalamaları artmakta olan ve halk tarafından bilinen büyük şirketlere yatırım yapmak en az riskli yoldur. çok kazanayım istiyorsan, bir endüstriye yeni girmiş ve yatırım kapasitesi geniş olan, ilerleyen yıllarda büyüyeceğini düşündüğün şirketlere yatırım yapmanı tavsiye ederim.

not: borsa uzmanı falan değilim, öznel olarak bakışımdır bu.

Borsayla ilgilenen, bire bir tanıdığım insanların çoğu pişman. "Hele bir kâra geçeyim de çekecem bütün parayı, daha da bulaşmam" diyorlar. Ki bu insanlar zamanında bol bol da kazanmış kişiler borsadan. Yani kumar gibi bişey bu. Benim gözlemlediğim de küçük yatırımcının çoğunlukla zarar ettiği.

Yani kusura bakma, soruna cevap olmadı ama bir tecrübeden paylaşayım dedim.

hacılar çok düşündüm kaybedince çok ah vah edebileceğim paralar değil ortaya koyduğum sadece şansımı denemek üç beş de olsa kazanmak istiyorum ama emin olmadığım hiçbir şeye de yatırım yapmayacağım x e y ye güvenip haraket edemem asla o yüzden sizlerden temel bilgileri alıp kendi kendimi geliştirmek istiyorum. bir de hiçbir şey yapmadan kazanmak büyük haz elbette kumar gibi devam ettirme ihtiyacı hissettirir insanda, ama sanırım o konuda otokontrole sahibim para konusunda hırsım yok sadece bir kaç temel durumumu giderecek kadar para biriktirmek istiyorum bunlarda öyle ev araba değil elbet. eğitimle ilgili.

edit: ayrıca bağlantı hakikatten benim içinmiş ama ingilizcem yok be hacı.

(bkz: at yarrağı borsası)

spk nın sitesine gir orada sanal portföy oluşturup dene kendini. 50000 lira veriyorlar oynuyorsun.

akilligelisim.com

poster iti = posterity = gelecek nesil
dan çın= dangeon= zindan
kazım = chasm= derin yarık
griydi,lokmalı falan beş on kelime daha

bunları 15sene evveli hbb de hatice aslanla çıktığı bir programda ezberletmişti hala unutmadım. Bir kaç da matematik tekniği öğrendim yine o programlardan. Adam senin hafızanı geliştirmiyor teknik öğretiyor. İşe yarar yani

evet bende çok önceden görmüştüm o poster iti olayını bende hatırlıyorum, demek bu adamınmış.

bunları bi ara toptan torrentini bulup indirmiştim

torrentte aratırsan bulursun belki

ücretsiz mail bültenleri var, üye olabilirsin.

içimdeki yangın-incendies

dünyanın orta yerinde aşk için ağlıyorum uzak doğu filmi, ağlama garantili.

mommo kız kardeşim.


3 gün ağla.

O zaman ben de hindistan semalarından veer zaara diyorum.

cennetin rengi

(bkz: zamanı baraye masti asbha)

Bir Ayrılık (2011)
orjinal adı : Jodaeiye Nader az Simin

iran yapımıdır. ilginizi çekebilir

mommo, cennetin rengi, sarhoş atlar zamanı ve bir ayrılık izleyip çok beğendiğim filmlerdi. umut'u da izledim ama fazla yapay geldi. tüm cevaplar için teşekkürler.

black filmini öneriyorum o zaman

pocket kullanılabilir, ama resmin silinme ihtimali var tabii. getpocket.com

imgur'da hesap açılabilir, eklentisiyle de beğenilen resim sağ click ile imgur'da host edilebilir.

chrome.google.com

imgur da yapabiliyorsun

www.dropbox.com

picasa

Ttnetin ücretsiz 20gb depolama zımbırtısı var

pirates gold - civ 3 - aoe

ufak oyunlar:
plants vs zombies
world of goo
peggle deluxe
armadillo run
ilk dediğime en son başla. diğerleri onun kadar sürükleyici olmadığı için tat alamayabilirsin.

leasure suit larry
Le chuck's revenge güzel oyunlardı

nostaljik diyosan: "volfied"
daha yenı nesıl dıyosan: "limbo"

oynadıklarım:
world of goo
leisure suite larry
volfied

limbo'yu başka bir bilgisayarda oynadım, bunda çalıştırmıyor ekran kartım. o ayarda bişeyler bulabilsem çok sevinirim.

doom 2 ,myst serisi, nfs underground, gta san anderas,cod 2

gta san andreas ve önceki seri oyunları
battlefield 2 ve önceki seri oyunları
need for speed II se, underground 2

Freedom Fighters

Ek olarak online oyunlardan Combat Arms'ı önerebilirim.Bilgisayarınızın kaldırması muhtemeldir.

spore

566 kelime/dk. %66 anlama oranı

1504 Kelime/Dakika, %53.

694, %66. Biraz kafam dağınıktı gerçi.

Arılar ve balı görünce aklıma flash tvdeki bal reklamları geldi konsantre olamadım :)

tek seferde.

ANLAMA ORANINIZ : % 100
OKUMA HIZINIZ : 5013 Kelime/Dakika
imgur.com

173/ %73 herkes hızlı okuma uzmanı olmuş nssınısatym.

175 kelime anlaşıldı geri zekalıyım

i.imgur.com

hep senkronu hatalı olduğu için bir an görünüp hemen kaybolan altyazılar yüzünden bu kesin... altyazıdan başka neredeyse hiç birşey okumuyorum.


bu arada "Fiziksel açıdan dakikada 1300 kelime üzerine çıkmak teorik olarak imkansızdır." şeklinde açıklama var(doğruluğunu bilemem ama) burada 1504 ve 5013!? var.

ANLAMA ORANINIZ : % 60


OKUMA HIZINIZ : 1074 Kelime/Dakika

Diğer arkadaşları rencide etmemek adına sonucu söylemiyorum. Sadece 5000'lerin falan çok düşük olduğunu söyleyebilirim. Eheh.

329 kelime ve %33 anlama.

Şahsım adına verdiğim sayı doğru, yani 1504 Kelime/dk, %53 doğruluk; ama bu sitenin verdiği değer. Yani matematiksel olarak 1300 kelimenin üstüne çıkılması mümkün değildir belki ama sitenin ölçüm kriteri ne derece doğru. Yani ben 1300 kelimenin altında okumuşumdur da, site öyle ölçmüştür. Kendimi bildim bileli hızlı okuyorum. Göz gezdirirken anahtar kelimeler gözüme çarpar, mesela "erkek arı", "kraliçe", "çiftleşirken" "kırılır". Sen istersen bu cümleyi 150 kelimede anlat, ben orada erkek arının kraliçeyle çiftleşip öldüğünü anlayıp geçerim. Noldu? Hoop, 146 gereksiz kelimeden kurtuldum. Kitapları da böyle okuyorum, ondan sonra bitirince aklımda kalan "olay galiba Moskova'da geçiyordu" oluyor :) O yüzden çoğu kitabı ikinci defa açıp okurum aradan belli bi zaman geçtikten sonra. Ama hızlı okumanın zarardan çok faydasını gördüm.

ANLAMA ORANINIZ : 80


OKUMA HIZINIZ : 213

dakikada 194 kelime, anlama oranı %76.

nasıl 1000 küsür kelime okudunuz arkadaşım?

okuma hızı 238 kelime/dakika
anlama oranı %66.

çok kıl sorular var yalnız, yarısında doğru bilgi yarısında yanlış bilgi var. insanın kafası karışıyor.

a1301.hizliresim.com
biz kendimize hızlı okuyo derdik amk.
herkes binlerde okuyomuş,bide bize bak..

i.imgur.com
45000 kelime/dk yaptım. Yani o 5000ler 1500ler atıyor başka bir şey değil.

266 Kelime/Dakika, % 66

birazdan, dakkada 500 kelime üzeri hızla okuduğunu ve %70'den fazla anlama oranı olduğunu iddia edenlerin üniversite sınavlarındaki görüntüleri geleek ekranlarınıza... hepsi salya sümük "yetiştiremedikleri" için ağlıyolar amk.

gereksiz pahalı ve scroll olayı alışık olmadığımız türden. ona alışman zaman alabilir, belki zorluk çekebilirsin. risk bence. media markt'ta falan açığa koyuyolar ya öyle imkanın varsa bi dene önce.

bluetooth olayı da büyük kolaylık. kabloluyu aratmıyor, gecikme falan olmuyor merak etme. pil olayına dikkat et ama, duracell falan kullan kaliteli pil kullan yani. BİM pilleri iyi gitmiyo.

marka olarak logitech ve microsoft'a bak.

Açıkcası bu mouse hakkında bir bilgim yok. Fakat ekstra tuş ve ergonomi arıyorsan ben A4Tech X7 modellerini öneriyorum. Normalde oyuncu mouse'u fakat bütün tuşları yeniden programlanıp, makrolar atanabiliyor. Ve ergonomi konusunda benim daha rahat ettiğim bir mouse olmadı.

www.hepsiburada.com

edit: Özellikle bu modelini beğeniyorum. Ama aynı yapıya sahip daha yeni özelliklere sahip modelleri var. Onlara bakarsın.

Fonksiyonel mouse diyince 2 tane yan tuşu olan fareler aklıma gelir. Birini geri, birini de undo olarak kullanırım ki ne iş yapıyorsam yapayım işe yarar. A4tech farelerde bir de çift tıklama tuşu oluyor ki yıllardır başka fare alamadım kendime bu aletin kullanışlılığı yüzünden.

Senin linkini verdiğin fare sıradan iki tuş bir scroll toplu fare. Scroll alanı top yerine dokunmatik olması aman da aman birşeyi değiştirmez fonksiyonellik olarak.

sadece şekli var. illa bluetooth diyorsan logitech falan bak daha uyguna bulursun.

mouse konusunda yıllarca a4 tech kullandım, çok uzun süreler dayanıyorlar, logitech 1 yıl olmadan bozuldu, bir kez basınca çift tıklama yapıyor, birkaç kişiden daha duydum bunu. a4 tech bakın, 90 liraya şarjlılarından alırsınız ve hakikaten dayanıklılar.
selamlar.

çok pahalı . Logitech al. Pili çok tasarruflu kullanıyor. Bim deki power b ler en az duracell kadar gidiyor. 25 gün gidiyor.

mat tavsiye ederim, kullandıkça yağlı bir görünüm alıyor bu parlak mouse lar.

oksijenli su ya da izotonik sodyum klorür solüsyonu(bildigimiz serum) dök üstüne biraz yumusasin pansuman sonra cıkart.

kolonya dök.

nofearman'ın dedikleri elinde yoksa pamuğa bolca tentürdiyot döküp bandın kenarlarına sürmek suretiyle bandı yumuşatabilirsin; en azından bende işe yarıyordu.

buhar banyosu işe yarıyor. ben vücudumdan çıkaramadığım bantları sağlam bi spor sonrası terleyerek çıkarmayı başarmıştım.

oldukça rahatlatıcı bir duygu, bunu diyebilirim. o bir anlık kendinden geçmeyle eskisinden çok daha dinç oluyorsun.

sonra: uykudan uyanmış gibi.
olmadan: göz kararması, ciddi ciddi yavaş yavaş kararıyor. başınn dönüyor, dengen gidiyor.

çok yorgun, çok sinirli ya da çok uzun süredir moral-enerji hepsi birden göçmüş olmak gerekiyor bayılmam için birkaç defa da yaptım bunları :P
tabi ilkinde bilememiştim bayılacağımı ikincisinde (ve sonrakilerde) biliyorsun. Vücudun sigortayı kapatıyor, bela geliyorum diyor. Gözbebeklerinden, elinin kolunun gücüne, sesine, kulaklarının çınlamasına, dengene, duyma-algılama kapasitene kadar herşeyden belli oluyor.
O kadar zulmettim ki zamanında kendime şimdi bayılacak mıyım yoksa öyle bi şiişştt niye gereksiz dert ediyorsun sen kendine bakıyım diye uyarılıp geçilecek miyim onu bile anlıyorum.
Sonra ne hissettiğin bayıldığında nereye düştüğüne bağlı ! yere düşüp (çakılıp) bi taraflarını incittiysen fena bikaç gün ağrı çekiliyor. Sonrakilerde daha usturuplu düşüyorsun o sıkıntı kalmıyor. Ben beni hastaneye taşıdıklarını filan hayal-mayal hatırlıyorum yani çok öyle dakikalarca tam baygın kalınmıyor ama zaman algın gidiyor tabi. Hastanede 24 saat kadar uyumuşum :P mesela bi seferinde bi kere de 36 saat filan uymuştum (oha!) uyumak gibisi var mı lenn güzel hissediyorsun bi tek nöroloji hocalarını filan uğraştırıyorsun başka kötü bi yönü yok.

elektirik kesintisi

bir kere bayıldım. çok tatlı bir histi. konserdeydik, zaten hafta boyunca yorulmuştum, açlık, susuzluk, aşırı sıkışıklık derken biraz kötü hissettim kendimi. başım çok dönüyordu biraz da midem bulanıyordu öyle bir 20 dakika geçmiştir. rengim mengim atmış arkadaşım telaşlandı yüzüme bakınca. "bir şeyim yok iyiyim çok iyiyim" diyordum en son. sonra böyle bir ben duruyorum dünya fır dönüyor hissi derkeen, önce görüntü kapandı, dönme hissi arttı uçuyormuşum gibi oldu, sonra tıp diye sesler gitti devamı yok zaten.

kalabalıkta fenalık getirmek çok şahane bir şey, o kalabalık açılmış tepeme toplanmış, dehşetli gözlerle bakıyordu. su serpenler başımı tutanlar... hızlı ayılmışım azıcık daha oturdum yerde geçti sonra.

netcede güzel bir his herkes bir gün bayılmalı.

önce: gözlerinin karardığına ve nasıl dengeni bulamadığına şaşırıyorsun bir kere. o acayip bi his.

sonra: düşüte sıkıntı yoksa, dünyanın en uzun ve derin uykusundan kalkmış gibi oluyorsun. o da acayip.

ben küçükken mahallemize piçih biri bir teknik getirmişti. Bu eleman bayılmanın formülünü bulmuştu. Nasıl yapıcaz dedik önce iki tur koşun sonra hemen yanıma gelin dedi. Biz koşup koşup bu piçin yanına gidiyoduk o da nefes borumuzun iki yanından boğaza bastırarak, beyne kan akışını mı durduracaktı artık neyse ,bizi bayıltmaya çalışuyordu. Fakat o gün hiç sonuç alamadık. Herkesin boynunda çocuğun el izleri o günü akşam edip evlere dağıldık. Ertesi gün yan mahallelerden geldiler. Önce almayacaktık baktık bizden çoklar tamam siz de koşun diye ikna olduk, onlar daha hiç itiraz etmeden. O gün mahalleden 13-14 kişi yan mahallelerden gelen 20 küsür kişi tek sıra koşu yaptık çocuğun etrafında. Yorulan çocuğun yanına gidiyor boğazındaki damarları sıktırıyordu. Bir kaç saat sonra herkes yoruldu,kaldırıma çekildiler. Yan mahalleden gelenler çocuğu teselli edip gittiler. Piç çocuk etrafında inanılmaz bir dayanışma oluşmuştu, kimse dalga geçmiyordu. Ben bir saat önce yemeğe gitmiş ve bayılmacadan geri kalmamak için acelece yemeği yiyip geri sokağa çıkmıştım. Milletin dağılıp, kaldırımda oturanların bacak arasından yere baktıkları sıra ben geldim. Bütün eğlenceyi kaçırmıştım ama kimsenin henüz bayılmadığını öğrenince başladım koşmaya. Bir tur iki tur derken tam dört tur atıp çocuğun yanına geldim. Engin sıksana dedim kale almadılar belli ki piç engin de umudunu kesmişti. Hadi lağ diye ısrar ettim geldi sıktı boğazımdan. O an gözüm karardı ,yere düştüm.tam olarak uyuduğun anı bilmezsin ya onun gibi birşey .Sonradan farkettiğime göre kafamı da düşerken kaldırıma çarpmışım. Gözümü açtım yerdeyim millet az ilerde kaldırımdalar yine. Oha gerçekten bayıldım lağn dedim sevinçle, siktir lan dediler. Aslında biri dedi diğerleri bakmadılar bile. Ben de fazla ısrarcı olmadım. İşte böyle birşey...

www.insanokur.org

adornonun kitabında kullandığı terimlerinin ne anlam ifade ettiklerinn daha kolay anlaşılması için. En basitinden muhafazakar diyen bir türkün kastettiği ile amerikalının fransızın kastettiği bir olmaz. Hepsi muhafazakar kelimesini kullanır.

animasyon kısmı sanırım stop motion : www.youtube.com
çizim, görsel kısmı da önce elle ardından da muhtemelen illustrator, flash gibi şeylerle yapılmış heralde.

zor iş. çizip taratıp sonra çokça fotoşopla bu işi kotarıyorlar. bir değil iki değil onbinlerce resim çizip taratıp renklendiriyorlar.

senin gönderdiğinde farkettiysen arka plan sabit genelde. zaten onbinlerce çizimde bir de arka planla uğraşmak çok zor olurdu.stop motion değil bilgiğin kuru boya ve sulu boya kullanılmış arka fonda.

spor da yaparsan tez zamanda vereceğin kilonun haddi hesabı yok. her türlü karbonhidrat da aslında şekerdir. internetten glisemik endeks, insülin nedir bir araştırmanı tavsiye ediyorum.

protein tüket. yağı komple kesme ayrıca. birazcık zeytinyağı (naturel sızma zeytinyağı olmalı) kullanman iyi olur. az ama abartmamak gerek. yağı komple kesince vücut kıtlık moduna girip yakmaya eğilimli olmuyor. oysa sağlıklı yağlardan ihtiyaç kadar alınınca vücutta birikmiş yağları yakmaya da yararı oluyor. gerçi sadece yağ için de değil genel olarak vücudun ihtiyacı olan şeyleri almak gerek ki kıtlık moduna girmeyesin. şeker dışında tabi. şekere ihtiyaç yok.

depolardan yakar ama bu şekilde yavaş olacaktır, sporsuz olmaz bu iş .

haklısın ama belki başka bir sebep vardır.benim sana tavsiyem diyetisyene git.benim de kilo problemim var,bugüne kadar çok diyet maceram oldu.bıraktım kilo veremedim,kafama göre bişeyler yaptım.geçen gün diyetisyene başladım,o kadar rahatım ki şimdi.kilo veriyorum,hiç aç değilim,tam bana göre vermiş diyeti.

editi yeni gördüm. o kiloda yavaş verirsin tabi. kilo ne kadar fazlaysa o kadar hızlı verilir ama kilo azaldıkça verme hızı da azalır.

alınan besini tüketmek var olan depolanmış yağa çevrilmiş besini tüketmekten çok daha kolaydır. ilki matabolizma hızınız değişmiş olabilir. bu beslenme düzenini ne zaman değiştirdiğiniz önemli. bir de yağ hücreleri ölmüyor pek. kalıyorlar orda. ne demek istiyorum? yani yağ depolayan hücreler büyüyebilir küçülebilir yağ miktarına göre ancak yağ dokusunu oluşturan bu hücreler kendi çaplarında yer işgal eder. öyle hipidi hupada kaybolmazlar.

ps:yağ hücrelerinin sayısı gençlik çağlarındaki abur cuburla tavan yapabiliyor ve ölene dek büyük bir kısmı eşlik ediyor. kilonuzu arttıramıyor olmanız azaltabileceğiniz anlamına gelmiyor kısacası.

hayat adil değil.

bonus dipnot:cardio paklar sizi.

vücut kendini kıtlık moduna almış olabilir. önceden bol bol enerji harcarken şuan bir sorun olduğunu düşünüyor ve az enerji harcıyor. eski diyetinize döndüğünüz anda vücut bunları depolamaya başlicak ve siz de kilo alıcaksınız. aman dikkat.

edite edit:yüzmeyi denediniz mi? ufak ufak başlar terlemeden yorulduğunuzu farketmeden egzersiz yapar komple tm vücudu çalıştırır üstüne ciğerinizi geliştirirsiniz.

olmaz mı?

boyla kiloyu şimdi gördüm de aslında bana normal gibi geldi.belki de olması gereken kilo budur ve kilo verme durmuştur artık,daha fazla vermeyi engelliyodur bu şekilde.

metabolizman yavaş. hızlandır.

Kilon zaten fazla olmadığı için dramatik düşüşler zaten olmaz sende. Cipsi, çikolatayı sağlıklı zannedip kepekli ekmekle falan ikame ettiysen de kilo veremezsin.

şekeri kesmen güzel de yağlar faydalıdır. taş devri diyetine göre beslen ve daha çok hareket et.

senin vücudun düzenli yağ ve şeker alımına alışmış. birden bıraktığında da vücut bunları depolamaya çalışır. o nedenle bu kadar zor.
dediğin gibi sağlık problemin de varsa sadece cardio yeterli olmaz. hem cardio hem de, squat tarzında hareketlerle kaslarını çalıştırman lazım.

matbu metinleri okursun. alfabeyi biliyorsan zaten 2-3 ders sonra da okursun. bi şey yok çok kolay.

babam mevzu bahis kursa devam ediyor şu anda. divan edebiyatına ve arapçaya meraklı biridir. ilk kur çok fazla bir şey katmamış ona ama başlangıç için yeterli olduğunu söylemişti.

benim bilgim "0" ne arapça ne farsça herhangi bir harf bilmiyorum...
@arakhna peki babanız hangi kurda. şimdi osmanlıcası hangi seviyede?

2. kurda olsa gerek. geçtiğimiz ay bir sınava girmişti (bir sayfayı türkçeye tercüme ve çoktan seçmeli boşluk doldurmak üzerine 2 sayfa) zorlanmadan yapmış ama sonuçta öğrenecek çok şeyim var daha diyo

nothing compares 2 u
www.youtube.com

happy birthday

www.youtube.com

genel kültür yerine kisisel gelisimden bahset bence daha iyi..

onu zaten yapıyorum, ama bu konuda da önerilerin varsa memnun olurum.

meslekleri tanıtabilirsin mesela. kitap okuma günleri yapabilirsin karakterlerine uygun kitapları seçerek. ev ekonomisi öğretebilirsin, tasarruflu olmanın, para biriktirmenin yolları vb.

roll on ya da koltukaltı sprey sürmeyi öğret :(

bbc belgeselleri denmiş, çok da güzel denmiş.. tarihten sosyolojiye, fizikten doğal hayata envai çeşit kaynak var.. başla birinden sırayla götür.. zaten ondan da bir şey alamıyorlarsa sofra kuralı anlatsan nolur anlatmasan nolur..

hocam düşünmeyi, sorgulamayı, öğrenmeyi sevdir. senin bunlara öğreteceğin bilgi sınırlı. bu dediklerimi öğretirsen zaten onlar ne istiyorlarsa onu öğrenmeye çalışacaklardır.

güzel fikirleriniz için teşekkür ederim :)

yararlanir

gss için işsiz, mezun ya da 25 yaş üstü olaman lazım. bunlardan herhangi biri size uyumuyorsa sorun yok.

devlet geçimini iyice vergilere bağlamış gibi duruyor valla. Beleşten para. Niye uğraşsınlar ?

Yeni rakı 292 milyon dolara özelleştirildi.
2 sene sonra 2.1 "milyar dolar"a satıldı.

işte bu yüzden düşmüyor.

devlet planlamasinda hata var ve devlette calisan insan kalitesi özel sektöre nazaran daha düsük. bundan dolayi strateji, planlama, hesaplama, ve vergi gibi alanlarda sorunlar var, politikaya hic deginmiyorum bile...

hayır ikisi arasında bir ilişki olduğunu zannetmiyorum. Özelleştirme devletin artık paraya ihtiyacı olmadığı için değil ,siyasetiyle alakalıdır. Liberal bir devlet liberal ekonomide işi özele devreder kendi sadece jandarmalık yapar ve vergi toplar. Devletin kimden vergi toplayacağı(halktan mı yüksek gelir grubundan mı) yine bir politik tercihtir. Devletin bir işi yapmasında kar mantığı yoktur zaten. Ben dağın başına elektrik götürmüyorum zarar ederim diyemez o yüzden özelleştirilenlere gelir kaynağı olarak bakmaz devlet. Aksine daha fazla gelir toplar çünkü piyasa eskisine göre daha gelişmiştir ki bu da daha fazla işçi demek.

kar eden kurumları satarsan öyle oluyor.

basketball diaries

billy elliot

un prophete kesinlikle. tam dediğin sınıfa giriyor ve aşırı iyi bir film.

city of god olur mu ?

un prophete dışındakileri izledim

Dangerous Minds

belki men who stare at goats da olur

shine geldi aklıma...

Umudunu Kaybetme

başka?